31 Ocak 2010 Pazar

GAZİANTEP TARİHİNE BAKIŞ

GAZİANTEP, eski tarihi tamamen aydınlatılmamış bir şehir olmakla beraber eski medeniyet dünyasının Güneyden Kuzeye Doğudan Batıya geçen yolların birleştiği bir yerde bulunması sebebiyle eski tarihini sinesinde saklayan binlerce höyüğün mevcudiyeti buranın ilk insanlardan beri meskül bir yer olduğunu göstermektedir. Gaziantep Kalesi eski bir eti höyüğü üzerine kulmuş Selçuk eseridir. Gaziantep ve çevresi çok eski çağlardan beri Anadolu’nun cenuba karşı müstahkem bir kalesi, bir müdafaa mevkii olmuştur. Romalılar tarafından Gaziantep’e Antiocheia ad Tourum adı verilmesi burasının antioküsler tarafından tamir edilmiş olduğunu belirtiyor. Gaziantep’in on - oniki kilometre şimalindeki Dülük köyü eski Dolihe şehrinin harabesidir.
Burası Romalılar zamanında meşhur bir şehirdi. Profesör Charles Sanders merkezi Eti dininin Dülükte kökleştiği biliniyor. İslâhiye kazası dâhilindeki Zincirli Hüyük, Caba Hüyük, Merkez kazasında Tılbaşar ve Dülük, Nizip’te Kargamış ve Belkıs harabeleri vilayetimizin tarihini tarihin karanlık devirlerine çıkarmaktadır. İleride yapılacak kazılar bu çevreyi aydınlatacaktır. Bugünkü tarih Antep vilayetini Etiler diyarı olarak biliyor Eti medeniyeti bu çevrede inkişaf etmiştir. Bu çevre Etilerden sonra Asur, Güldan İran, İskender, Roma, Bizans istilalarına uğramış, daha sonra da Araplar eline geçmiştir. Bu kadar geniş ve mütevali istilalara rağmen bu çevre yine Türklüğünü muhafaza etmiştir. Bu çevrede tetkikat yapan profesör Garstang Bilhassa köylülerimizin halen Eti fizyonomisini ,Eti kıyafetini taşıdıklarını “Hitit İmparatorluğu adlı eserde yazmaktadır. Arap istilasından az sonra bu çevre Tolun oğulları, Atabeyler, Selçuklar, Timur Türkleri gibi Türk oymakların eline geçmiştir. 922[1914} senesinde Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı imparatorluğu içine alınan Gaziantep umumi harp sonuna kadar bu idarenin elinde kalmış,13 Kânunusani 1919 da İngilizler tarafından işgal edilmiştir.5 teşrinisani 919 da İngilizler Antep ve havalisini Fransızlara bırakmışlardır. Hiç bir devirde esir yaşamayan bu çevrenin kahraman halkı yabancı istilasına karşı yer yer ayaklanmış, Fransız istila sile beraber mukamevete ve yurtlarını müdafaaya başlamıştır. Merkezi sıkleti Antep’te olan bu müdafaa bir seneden fazla devam etmiş, çok kanlı, kanlı olduğu kadar şanlı hadiselere sebep olmuştur. 1 Nisan 920 de Antep şehrinde başlayan müdafaa 9 Şubat 921 tarihine kadar çok çetin ve kanlı bir şekilde devam etmiş, şehrin yarısını teşkil eden Ermeni mahalleleri ellerinde bulunan Fransızlar 15 bin kişilik bir kuvvet topladıkları ve şehri gece gündüz bombardıman ettikleri halde cebren almaya muvaffak olmamışlardır. Antepliler yedisinden yetmişine kadar kadını, çocuğu da dâhil olmak üzere yurtlarını hiçbir milletin tarihinde eşsiz kahramanlıklarla müdafaa etmiş ve bu uğurda altı bin evladını seve seve feda etmişlerdir. Düşman 11 ayda bu şehre (70) bin mermi savurmuş ., şehirde harap olmamış ev bırakmamışlar . Bu çok şanlı müdafaa neticesidir ki Türkiye Büyük Millet Meclisi 8 Şubat 920 tarihinde bir kanunu mahsule bu şehre Gazi unvanını vermiş ve en büyüğümüz Türk tarihinin altın sahibelerini teşkil eden şu cihan değer iltifatları ile Gaziantep’i ve Gazianteplileri övmüşlerdir.

ALİ KOÇUM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder