24 Temmuz 2010 Cumartesi

ESKİ GAZİANTEPTE KINA

Kına Gaziantep düğün adetlerinden en orijinal olanlarından biridir. Kına gecesi iki taraf hazırlanır; Kına töreni için iki taraf davetlileri toplanı, kız evinde kadınlar, oğlanın evinde erkekler bulunurdu. Kız evinde ve erkek evinde çağlılar çalar, oyunlar oynanır. Kına gecesi bütün erkeklerin rakı içmesi adet haline gelmiştir. Kınayı oğlan evi hazırlar geniş ve işçiliği iyi bir bakır tepsiye 8-9 topak kaz yumurtası büyüklüğünde kına yoğrulup konur, etrafı renkli mumlarla ve çiçeklerle süslenip gününde okuyucu tarafından kız evine törensiz olarak yollanır.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

KIZ İSTEME VE GÖRÜCÜ


Bilhassa eskiden evlenecek oğlu olanlar kız seçme işini bizzat yaparlardı. Şimdi bu adete uyanlar hemen hemen  kalmadı. Kızı beğenip özelliklerini öğrenmek oğlan evinin anne-nine abla-hala-teyze gibi yakınlarına aittir. Kız genel olarak görücü ile bulunur. Oğlanın evleneceği kızı kendisinin bulması ailesini hesaba almaması demekti ve onlara yapılmış saygısızlık daha doğrusu hakaret olarak telakki edilirdi. Kız beğenmeye giden kadın kim olursa olsun görücü diye adlandırılırdı. Gelen kadınların görücü olduğu onların hal ve hareketlerinden hemen belli olurdu. Kızın annesi gelinlik kızını kahve ikram sırasında misafirlerin karşısına çıkarır ve kızın üzerinde en iyi fakat en sade elbiseler bulunurdu.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

MİYAN ŞERBETİ

Bu günlerde sıcaklar iyice bastırdı Gaziantep’imizin menşur içeceklerinden miyan şerbeti bir nebze olsada hem harareti söndürür hemde otuz iki dişinize trampet çaldırır faydaları saymakla bitmez.

4 Temmuz 2010 Pazar

GAZİANTEP BEDESTENLERİ -2- KADRİ PAŞA BEDESTEN


Kadri paşa Canan ailesine mensuptur İshak paşanın oğlu şöhretli âlimimiz mütercim asımın yeğenidir. 1296 da miladi[1880}bir aralık başvekillik de yapmıştır. Kadri paşanın böyle bir bedesten yaptırmış oğluna bize yine şer’i mahkeme sicilleri buna dair iki karara rastladık ikiside 1291-miladi[1875] rebiyülevvel tarihidir.

2 Temmuz 2010 Cuma

SUYA DAMLALAR...Cennet nerde?

Önceki gün Uzun çarşı’da işyerleri birbirine yakın olan iki esnafla tanıştım… Birinin adını açıkça vereceğim: Ekrem Ilgın. Öbürününki bende ama yine de bir ad koyalım. Hacı Karasakal diyelim ona.
Özgür Düşünce Derneğinin yeni yerine giderken önce Hacı’dan alışveriş yapmam gerekti. Asıl adı Hacı değil ama “Hacı” diye anılmaktan hoşlanıyor. Kapkara sakalları var, up-uzun… Hiç yakışmıyor gençliğine.
Ekrem’le ilgili olumlu duyumlar almıştım. Sınayayım şunu, bakalım Karasakal ne diyecek komşusu için,” dedim kendi kendime.