12 Temmuz 2010 Pazartesi

MİYAN ŞERBETİ

Bu günlerde sıcaklar iyice bastırdı Gaziantep’imizin menşur içeceklerinden miyan şerbeti bir nebze olsada hem harareti söndürür hemde otuz iki dişinize trampet çaldırır faydaları saymakla bitmez.

Bu günlerde Gaziantep’in en işlek caddelerinde her köşede özellikle büyük pasajın köşesinde Gaziler caddesinde alay bey cami yanı mütercim asım caddesinde adım başı şerbetçi şerbet tuluğunu sırtına alan şerbet satıyor bunları Büyükşehir belediyesi numaralı landırmış ama hijyen ve kaliteli olduğu tartışılır az sayıda şerbetçinin şerbetleri güzel ve hijyenik ama hiç olmasa çoğu şerbetçilere de halkın sağlığı bakımından ehli şerbetçiler tarafından kurs verilmesi lazım. Böylece vatandaş daha leziz şerbet içer. Gaziantep’imizin sembolü olan miyan şerbetinin kalitesini de korumuş oluruz.
Büyükşehir belediyesi bu şerbetçilere Gaziantep in mahalli kıyafeti mecbur tutmuş buraya kadar güzel ama başlarına Arapların sembolü olan fes yakışmamış fes geri kalmışlığın semboli olarak bilinir. Gaziantep’imizin semboli mahalli folklor ekibindeki küf veya Şehreküstüdeki mekik anıtındaki adamın başındaki külah gibi bir şey işte Gaziantepli tanımayan Büyükşehir belediyesinin idarecilerinin yaptığı iş bu kadar olur
Gelelim eskiden kaliteli şerbetin nasıl yapıldığına.Bu şerbet bildiğimiz meyan kökleri ezilerek suda ıslatılmasıyla meydana gelir.Şehrimizde meyan şerbeti yapıp satmakla geçinen birçok kişi var .Şimdiki gibi limon kola portakal vişne suyu ne olduğu belirsiz asitli içecekler hararetimizi almak yerine midemize ziyan vermektedir.Eskiden miyan şerbetinin önemi büyüktü bu günkü tutyadan yapılmış kaplar yerine özel surette tabaklanmış [tuluk]denilen keçi derileri bardak yerinede -7-8-cm çapında yarım küre şeklinde sarı bakırdan yapılmış taslar kullanılırdı Bu taşların dış kısmına tam orta yerinden -30-40-cm aynı renkte zincirler ve zincirlerin uçlarında bir parmağın kolayca girip çıkacağı halkalar takılırdı .Satıcı elini oynattıkça sesler çıkarırdı. Bu seslerle dikkat çekmeğe çalışırdı. Bunların bir eşinin müzede saklanması gerekirdi .Şerbetçilerin şerbet yapım yeri evleriydi Bu evlerde taştan veya teknede denilen tahta sallar büyük kazanlar, teştler,miyan kökü dövmeye mahsus toprak,kütük çuvallarla miyan kökleri bulunurdu.Topraktan çıkarılmış olan kökler iyice yıkandıktan sonra kütük üzerine konularak tokmakla ezilirdi.,yeteri kadar salın içine konup üzerine kafi miktarda su doldurulur.Burada bir iki gün bekletilir .Böylece miyan kökü kendine has tadı olan maddesini suya verirler .Suyun rengi saldaki miyan kökünün rengine göre değişir. Çok olursa kahverengi kırmızı arası. Az olursa daha açık olur. Bundan sonra salların dip kısmındaki delikten teştlere veya kazanlara süzülür.Bu sıvı çok vakit koyuca olur.Adına [maya ]denir.Sanatına bağlı titiz şerbetçiler bu mahsulü elyaftan temizlemek için iyi süzerler. Böylece elde edilen mayi tulumlara veya şimdiki gibi tutya kaplara doldurulur. Üzerine buz veya kar va su doldurulur içiş kıvamına getirilir. Şerbetçiler yalnız tulum vs kaplarla dışarıda gezici olarak satış yapmazlar. Kendi veya aile efradında evde isteyenlere satış yapar. Bazen maya olarak alınırdı alan kişi dışardan buz veya kar tedarik edip evinde kendi istediği kıvamda şerbet yapar. Miyan şerbetinin en çok sarf edildiği yaz mevsimidir Ramazan yaz aylarına rastladığı zamanda akşamları sebil adıyla hayrat yapılır. Şerbetçi sebile başlarken şöyle bağırır.{Sebilüllah hasbeten lillah hasan Hüseyin efendimizin ruhu şad ola hayır sahibinin Hayri kabulü makbul ola ]Sebil bir ölünün istirahatı için yapıldığı gibi Muharrem ayında dini maksatla ve ayrıca hayrat için yapılırdı
KARLIKLAR
Buz fabrikalarının olmadığı zamanlarda her şerbetçinin dondurma ve şurubcu dükkânı işletenler şehir dışında karlıkları bulunurdu Karlıklar koni ] şeklinde tabanı yukarı tepesi aşağı olmak üzere arazi üzerine kazılmış çukurlardır. Tahmini derinliği–10–15- metre kadardır. Kışın çuvallarla toplanan karlar etrafı samanla beslenen bu çukurlara doldurulurdu. Yığılan karlarla bir konide toprağın üstünde meydana gelir. Ve üzeri toprak samanla kapatılır Yazın ihtiyaç duyulmağa başladığı zamanlarda. Hususi bıçkılarla ve büyük kalıpları halinde kesilerek eşek veya beygirlerle şehre ev ve dükkânlara taşınırdı halkda buz gibi şerbet içerdi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder