13 Aralık 2010 Pazartesi

EVLİYA ÇELEBİ

Bu kenti anlatmaya ne dil nede kalem yeter. Göz alıcı büyük yapıları her yerde aranan eşyaları birçok mezraları, bolluk ve verimliliği, bitimsiz yiyecek ve ırmaklarıyla burası şehri Ayıntab-ı cihandır [dünyanın gözbebeği kenttir]1671 yılında Antebe gelen Evliya Çelebi Gaziantep’ten böyle söz etmektedir. 17.ci asrın geniş görüşlü, açık ruhlu, tatlı sözlü meşhur gezgin, Evliya Çelebi Antebe iki defa uğramıştır. Seyahatnamesinde kendisine mahsus olan külfetsiz uslu buyla bu şehre dair uzun boylu bilgi vermekte Balı oğlu İbrahim’i Antep i medih için üzerinde durduğu özellikleri daha büyük coşkunluk ve hayranlıkla anlatmaktadır. Antebin güzelliğini, büyüklüğünü saymakla bitiremeyen Evliya Çelebi birçok övgü dolu sözlerinden sonra fikirlerini bu şehrin methinde kullandığı sözlerle belirtmiştir. Şehrimizin bağ ve bahçelerini meyve ve mahsullerini tasvir eden bazı satırlarını görelim.

Ve cümle yetmiş cümledir ve onlara dahi ihtiyaç yoktur. Zira haneden haneye nehri ayni hayat cereyan etmek mükerrerdir. Ve her hanede bağ bahçe ve havuz ve şadırvan sel sebiller revan olup bağ bahçeli bostan ve gülistanlı bir şehri şirindir. Nar incir ve dut şeftali ve zerdali kayısı ve beyaz ekmeği yoğurdu menşuru cihandır. Kırk elvan üzümü yüz bin tulum pekmezi ve Antep fıstığı şirin köfteleri güne gün helvaları bir başka diyarda yoktur. Ve öşr ü sultanını verir yetmiş bin müseccel bağdır ve cümle doksan üç bin kere yüz bin ve kırk altı bin tiyekdir.
[yani o zaman Antep etrafında dokuz milyon içyüz kırk altı bin kütük bağ varmış]
Evli, ya Çelebi Antep’teki bilim hayatının önemini de belirterek[bundan olan ulamanın vefreti bir diyarda yoktur. Demekte ve birçok medreselerin adlarını saydıktan sonra şunları söylemektedir. Hayratı azim ve evkafı kadim medreseler bunlardırAntebi övmeye devam eden Evliya Çelebi halkın bir takım vasıflarından huylarından da bahsetmekte, bu arada onların hoş sohbet olduklarını içki ve keyf âlemlerini unutmamaktadır. Abu havası latif şehri azimdir. Ve bu şehrin abu havasının letafetinden renk ve renk ve rüyleri ham ret üzeredir Zira yazı yaz kışı kıştır. Çok karlar yağar cümle çarşı ve pazarları yolları taştır
Ve cümle halk şirin yediklerinden, şirin söylerler. Çelebi İbni belinin Güzeller şehri dediği Antebi böyle anlatmaktadır. Gezginimiz Antebin tarihinden camilerinden medreselerinden, türbelerinden, hamamlarından, hanlarından, çarşılarından bahsetmekte ve belli başlılarının adlarından bahsetmektedir. Ağa cami, Boyacı cami, Tahtani Cami, Alay bey Cami, Ali naçar medresesi, Dülük baba, Kurban baba, Paşa Hamamı, Keyvan Hamamı pazar Hamamı, Arasa Çarşısı, Uzun çarşı, bunlardır. Dülük babanın ve İmam gazali Makamının Hikmet neme adlı eser dede geçtiğini okumuştuk Evliya Çelebi duluk baba hakkında şunları yazmaktadır. Yavuz sultan selim mısır seferine giderken Duluk babaya uğrar yolun kolay olsun selim oğlan der Mısırı filan ayda alıp Mekke medineye sahip olacaksın der bana bir tekke yaparımsın der.
Ve mısırın fethini tebliğ eder. Şehrin otuz iki mahallesi 8067 ev140 cami mescit ve abadan sarayı âlileri 3900dükkan 2 bedesten 70 çeşme bulunduğu. Her evden su geçtiğini bahçe hav uz şadırvan olduğunu yazmaktadır Evliya. Çelebi birinci gelişi ile ikinci gelişi arasındaki Antep’te birçok yeni binalar yapılmış olduğunu belirterek yedi sekiz mahalle hanlar hamamlar yapıldığından bahsetmektedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder