5 Eylül 2010 Pazar

ÇIKSORUT


Gaziantebin çeşitli özelliklerinden biriside halkın sahre dediğimiz piknik zevkine çok düşkün olduğudur Bu zevkini kandırmak için yer konusunda fazla titizlik göstermez. Bu nedenle Açkılarını yemek çıkınlarını sepetlerini alanlar Bu mevsimlik sahre yerlerine koşarlar. Örneğin baharın ortalarına doğru kavaklıktakilerin tencerelerini gözden geçirin hemen hemen bir çoğunda birkaç baş taze sarımsak can eriği bulunan yaprak sarması kaynar.

Bu gün üstü evlerle dolu bulunan çık sorut bir zamanlar Gaziantep’in belli başlı piknik yerlerinden biriydi Yazıcık ve çık sorut arasında kalan sahre bölgesine aynalı kavak sahre bölgesi denirdi. Zamharide bile havanın güneşli olduğu zamanda baharın ilk günlerinde bütün şehir buraya veya hacı baba eteklerine taşınırdı. Hele tatil günlerine rastladımı erkeklerde kadınlarda ayrı yerlerde gurup gurup kümelenirlerdi. Kadehler kaya oyuklarında yağmur sularıyla bulandırılır künefeler yapılır saz söz kırla giderdi. Çık soruda uzaktan bakılınca baştanbaşa sahrecilerle kaplı görünürdü. Tatil günlerinde iğne atsan yere düşmezdi.
Çısorudun güneyinden geçen eski Nizip yolu bir pazaryeri halini alırdı. Kahke, şuruplu şeker kavurga, leblebi ve çekirdek gibi yiyecek ve çerezlerle fırfırı ve gargari gibi oyuncak satanlar çocuklar için alış veriş eden büyüklerle dolup taşardı. Sahrecilerin ve alıcıların sesleri uzaklardan duyulurdu.
Çık sorudun orta yerinde kayacak denilen yassı bir kaya vardı. Şimdiki çocuk parklarındaki kayacakların yerini tutardı. bu kaymalar çocuklar için Çık sorut sahresinin en eğlenceli bölümünü teşkil ederdi
.Zaman zaman çocuklar sıra için kavgaya tutuşurlardı.
Çıksorutta bir pınar ve akarsu olmadığından ya kesmik denilen taş ocağı çukurlarından kıştan toplanmış sularla giderilir yahut Nizip yolu üzerinde ki Gironun kuyusundan temin edilirdi.
Çık sorut sahresinde yemekler çok vakit yarı hazır olarak götürülürdü.Ateş ancak kadayıf pişirmek için yakılırdı O  Zamanlarda hayat pahalılığı vardı kebab kültürü ekonomik Sebenlerden dolayı zordu ekonomik durumuda iyi olanlar fakirlerin nefsi kalır diye kebap yapmaz herkesin yemek kültürüne uyarlardı..Sahrenin zamhari günlerindeki yemek listesi kıymalı köfte,nişe helvası ve yağlı veya mercimekli köfte idi.Baharda ise kadayıfın yanında yumurta piyazı,pir pirim aşı börk aşı şehriyeli pirinç pilav şire ve kavurga torbaları da unutulmazdı Yemek öğle ile ikindi arası yenir ikindi sonu akşam soğuğu başlamadan dönüş hazırlıkları başlardı.
Söylentilere göre Çıksorut adını Gironun kuyusu yakınlarında mezarı bulunan bir kızdan almıştır. Sonu vuslatsız biten bir aşk olayının anısıdır. Olayın erkek kahramanı batı kuzeyinde türbesi bulunan hacı babadır. Hikâyesi şöyledir.
Hacı baba çok çirkin üstü başı pejmürde gezen bir derviştir. Bir gün büyükçe bir konağın önünden geçerken pencerede çok güzel bir kız görür. Hayran hayran kızın yüzüne bakarken kız işin farkına varır dışarıya sarkar tuh diye yüzüne tükürür.Bu muameleden üzülen haci baba üzülerek oradan ayrılır ve [bu şehrin ateşini sakla ] diye beddua eder .Derhal bütün şehirde ateşler ve lambalar söner.Halk zor duruma düşer.Bu sırada ant ebe ermiş bir zat gelir.Durumu görünce ateşin hacı baba tarafından gizlendiğini bildirir .Bunun üzerine hacı babayı arar bulur yalvarırlar.Bana bir parça pamukla filan kızı konaktan getirin der.İstediğini yaparlar.Haci baba kıza [Utanmaz neden yüzüme tükürdün ve sonrada yanıma geldin]der.Ah çeker ağzından çıkan kıvılcımlardan pamuk tutuşur,bundan sonra şehirdeki sönen ateş ve lambalar yanar.kendide çok yakışıklı bir delikanlı olur.Ve ortadan kaybolur.Bunun üzerine kız deli olur ve ölür.Gömüldüğü yere adı verilerek {Çık sorut]denir.Hacı baba içinde yattığı yere bir türbe yaptırılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder