15 Ağustos 2010 Pazar

ŞEYH CAMİ VE HAMAMI

Gaziantep’te bu gün başta kale olmak üzere birçok eski eserler ve türbeler mevcuttur. Fakat bunlardan hiç biri Şeyh cami ve hamamı kadar halkı ilgilendirmemiştir. Bu ilgi yalnız Müslümanlara mahsus sanılmasın Ermenilerde [süng egna]Daha eskilerde kilise yapılacakmış yarım kamış. Dedikleri bu yere büyük bir ehemmiyet verirler ve daima ziyaret ederlerdi. Burası şehrin eski Antepliler tarafından bir dilek yuvası olarak kabul edilir. 

Hastalar buradan şifa umar dertliler deva araklarlar. Kâbe nasıl İslam âleminde mukaddes tanınırsa Şeyh cami ve hamamı da eski Gaziantep ve civarı tarafından Kutsi bir mahal olarak bilinir. Antep harbinde hastane olarak savaş sonuna kadar kullanılmış Böylece cami ve civar her türlü bombardımandan esirgenmiştir. Bunun sebebi halk şeyhin mübarek ruhunun tesir ettiğine inanırlar. Şeyh cami ve hamamı hicri 971-miladi [1556]yıllarında Şeyh fetullah tarafından yapılmıştır. rastlar. Demekti cami ve hamamın 1454-yıllık bir mazisi var Bu cami ve hamamın yapılış öyküsü şöyle. Şeyh Fetullahın karısı bir gün hamama gider Şeyh fakir ve kendi halinde bir adam olduğundan karısına hem iyi muamele etmezler hem de curunun yanına yaklaştırmazlar. Kadında alt taraftaki yapık suyuyla {kirli su ] yıkanır eve gelince Kocasına olup biteni anlatır. Hemde keramet sahibi bir Şeyh olsaydın bize böyle muamele ederlerimiydi diye çıkışır. O zaman karısına git kuyudan bir kova su çek diye emir verir. Karısı suyu çeker birde ne görsün kovanın içi ağzına kadar altın dolu. Karısı bunun bir keramet olduğunu anlayarak kovayı tekrar kuyuya boşaltır. Yeniden su çeker bu sefer kovanın içi yılan çıyan dolu olduğunu görür. Kocası kendisine eğer ilk gelende altınları alsaydın bunlar senin olacaktı demiş. Hadi bir kova su çekte yıkan der. Şeyh fetullah efendi karısının gördüğü Bu kötü muameleye karşılık bir cami yanında hamam yaptırmağa karar verir. Cami ve hamamın yeri tespit edilip her iki inşaata da başlanır. Yapıcı ustaları Şeyhin durumuna bakarak Bu adam bu işi nasıl yaptıracak diyorlardı. Hatta biri bunu şeyh efendiye söyler. Şeyh püf der yonucunun taşını altın yapar. Burada bulunan kişiler hayretler içinde kalırlar. Şeyh her gün amelelerin parasını oturduğu postun altından çıkarır verirdi. Bu hal amelenin birinin dikkatini çekti Şeyh olmadığı bir an hısızlığa gider. Postu kaldırır ki altında büyük bir yılan hemen postu üzerine atar kaçar. Şeyh bu olayı sezer sabahleyin amelelere hitaben yavrularım aldanıp da her deliğe parmağınızı sokmayın kimisinden yılan çıkar kimisinden çiyan çıkar der.O amele sapsarı kesilir.Zaman geçer cami tamamlanır bir gün ustanın biri Şeyh efendi der eğer filan camideki filan taş şuraya dikilseydi çok güzel olacaktı der .Usta bir gün sonra gelirki bahsettiği taş yerinde durmuyordu.Caminin böyle bir mucizeyle yapıldığını gören bir seyyah İstanbul’a gidince padişaha söyler.Padişahta bu olayın hakikat olup olmadığını anlamak için Şeyh Fetullahı İstanbul’a çağırır.Kendisini imtihan için bir tabutun içine diri bir adam koydurur Şeyh fetullaha bunun namazını kılmasını söyler Şeyh gelir cenaze namazına durur Ölü niyeti nemi diri niyeti nemi kıldırayım der Cemaatte .Tabiî ki ölü niyetine der.Tabut açılır ki adam hakikaten ölü herkes şaşırır kalır.Şeyh orada birkaç ay misafir olur.Bir gün öleceği kendisine ayan olur Kendide etrafındakilere vasiyet ederek ölün ce cesedinin eşeğe yüklenerek başı boş meydana bırakılmasını ister.Ölümü üzerine dediği aynen yapılır eşek kendisini bir gece içinde şeyhin mezarlığına getirir.Ölüsüde Şeyh mezarlığına gömülür.Hamam yapıldıktan sonra kazanın nasıl kızdığını merak eder adam bakar ki külhanın kapısı açık hemen içeri girer bakar ki kocaman kazanın altında bir mum yanıyor Aman diye aman demesi ile mum söner. O günden bu güne gelinceye kadar yakacak ve zibille yanmağa başlar. Hamama her yıl kurban kesilir eğer kurban gecikirse hamamı böcekler talar.yıkanan Müşterilere tacizlik verir. Onun için zamanı gelince kurban kesilir Kesilince böcekler ortadan çekilir. Başı ağrıyanlar bu hamama gelir yıkanırmış. Şeyh caminde birçok şeyler yapılır. Konuşmayan çocukların ağzına sembolik olarak cami müezzini tarafından anahtar sokularak açılır. Çocuk konuşmaya başlar. Yaşı geçmiş kısmet bulamayan kızlar caminin kapısını döver dileklerini söylerler. Caminin eşyaları çalınırsa buranın hiçbir eşyasına dokunamaz Birçok rivayet ve görünen ihtişamı ile Antep eserleri içinde en güzellerinden biridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder