21 Mart 2010 Pazar

GAZİANTEP’İN ADLARI VE MANALARI

Bu yazımda, şehrimizin adı ve çeşitli anlamları üzerinde durmak istiyorum.
Hemen hemen bütün şehir ve kasabalar, tarih boyunca birçok ad değişikliklerine uğramışlardır. Gerek il adlanışları, gerekse sonradan ortaya çıkan değişmeleri belli bir kurala bağlamaya imkân yoktur.
İnsanlar, bazı adlanışlardaki sebep ve hikmeti kesin olarak anlayamadıklarından (isimler göklerden iner) diyerek işi kestirip atmışlardır. Bizim de eski adların manalarını ve konuluş nedenlerini bilemediğimiz için bu meşhur söze sığınmaktan başka çaremiz kalmıyor. Bununla beraber, bazı şehir ve kasabaların adlanış hikâyelerini ve manalarını az çok bilmekteyiz. Bu işte vaktin büyük rolü vardır.

Adlanışın üzerinden geçen zaman uzadıkça; araya giren misyon perdesi kalınlaşıyor. Taki, elde mevcut belgeler bu perdelerin üzerinden gerçeği gösteren bir delik veya aralık bırakmış olsun. Bir iki örnek verelim:
Malatya ve Antakya adlarının nasıl ve nereden geldiğini tarihin yardımlarıyla açıklıyoruz. Elazığ’da böyledir. Sultan Aziz zamanında Harput’un yerini alıp gelişmekle adı (Mamure tel Aziz) olmuş, sonra halk kelimenin bir bölümünü atarak (El Aziz) demiş. Atatürk de bu adı Azık Eli, yiyecek memleketi, Zahire ambarı anlamına gelmek üzere Elazığ’a çevirmiştir.
Oğuzeli ilçe sınırlarının içinde oturan nüfusun %90 ının Oğuz Türklerinden olması, Yavuzeli, Osmanlı padişahlarından bu bölgenin fatihi Yavuz’un otağını şimdiki ilçe merkezi olan Cingife yakınında kurması dolayısıyla kazaların teşekküllerinde bu adların yakıştırıldığını biliyoruz.
Sayın okuyucularım adlanışlar hakkındaki bu görüş ve mütalaadan sonra, asıl konumuz olan Antep adının asıl anlamına gelelim:
Antep adının eski kullanışı olan Ayni tap kelimesinin şehrimize niçin ve ne zaman, kim tarafından verildiği bilinmediği için, sözcük çeşitli olarak tefsir ve izah edilmiştir.
Halk arasındaki bir rivayete göre: İslamların bu çevreyi fethi sırasında bölgenin (ayni) adındaki beyine nispetle kale ve şehre Ayninin memleketi manasına gelmek üzere Ayni tap denilmiştir. Bu rivayete göre, tap kelimesi memleket, el anlamını ifade ediyor.
Ayrı ayrı söylentilere göre yer adını kendi özelliğinden almıştır. Tap ekini yer (Ayın) ı kaynak anlamına alırsak, Ayni tap Kaynaklar eli demek olur. Bu isimlenişte isabet yok değildir. Şehrin kurulduğu vadide çağlayan Sacır belki de dünyanın en çok pınar suyu alan bir deresidir.[ Şimdilerde bir tek pınar dahi kalmadı.} Sümer dilinde güzel anlamına geldiği belirtilen (tap) sözcüğüne göre hüküm vermek gerekirse, o vakit mana (güzel kaynak) yahut (güzel göz) olur.Tap, Farsça güç, takat, işlik, parlaklık,taze, parlayan, parlatan, aydınlatan gibi çeşitli anlamlar gösteriyor. Buna göre de Aynı tap adının ifade ettiği manalar değişir.
Gaziantep birçok yazarların da belirttiği gibi, ak taşlardan yapılmış olduğundan, yaz günleri şehir güneşin bu taşlara çarpmasıyla husule gelen aşırı bir aydınlık içindedir. Ad, bu durum düşünülerek verilmiş olabilir. Haçlı seferlerine ait eserlerde, Antep, Türk Kral, Hükümdar, Devlet Reisi demek olan (Han) ile yer karşılığı olan (Tap) kelimelerinden meydana gelen (Han tap) olarak geçmektedir ki anlamı (han yeri) (han toprağı), (hanlara mahsus mahal) demek olur.Bence izahların en yakışanı da budur. Tap kır sözcüğü arazi parçası, ok anlamını ifade etmek üzere bu gün köylerimizde de kullanılmaktadır. İhtimalki bundan yüzyıllarca evvel, şehri çevreleyen tepelerin ormanlarla kaplı, düzine ile pınar sularıyla beslenen Alleben’in gürül gürül çağladığı bir zamanda çevreye hakim sırtlardan birine gelen türk atlılara önlerindeki vadinin güzel manzarasına bakarak, şahane, krallara hanlara mahsus anlamına gelmek üzere (Han tap) demiş olsalar gerekir.
8 Şubat 1921’de TBMM tarafından Antep’e Gazilik unvanı verildi. Bundan sonra Antep’in adı Gaziantep olarak anıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder