26 Aralık 2010 Pazar

GAZİANTEP FIKRALARI

Doktor Mecit Barlas Bey rahmetli tahsilini bitirip Gaziantep’te göreve başladığı sıralarda muayenehanesine bir hasta girdi. Başının ağrıdığını söyledi. Mecit bey onu muayene ederek Reçetesini yazdı eline verdi. Adam doktoru hoca gibi bir şey zannedip olmalı ki Yazdığı reçeteyi muska gibi büküp şapkasının arasına koydu ve piskolojik man iyi oldu.Aradan bir süre geçince reçetesini, kaybettiğinin farkına vardı ve başı yeniden ağrımaya başladı.Yine doktorun yanına çıkarak şöyle söyledi.
Doktor bey eline sağlık yazdığın muska şıp adak tuttu. emme onu kaybettim şimdi gene ağrımaya başladı kurbanın olum o muskadan bir tane daha yaz.

19 Aralık 2010 Pazar

KARAYILAN

Karayılan der ki gelin oturak
Kilis yollarından kelle getirek
Fransız adını bütün batırak
Vurun Antepli’ler namus günüdür
Vurun çetelerim namus günüdür

Atına binmiş de elinde dizgin
Girdiği cephede hiç olmaz bozgun
Çeteler içinde yılanım azgın
Vurun Antepliler namus günüdür
Vurun çetelerim namus günüdür

13 Aralık 2010 Pazartesi

EVLİYA ÇELEBİ

Bu kenti anlatmaya ne dil nede kalem yeter. Göz alıcı büyük yapıları her yerde aranan eşyaları birçok mezraları, bolluk ve verimliliği, bitimsiz yiyecek ve ırmaklarıyla burası şehri Ayıntab-ı cihandır [dünyanın gözbebeği kenttir]1671 yılında Antebe gelen Evliya Çelebi Gaziantep’ten böyle söz etmektedir. 17.ci asrın geniş görüşlü, açık ruhlu, tatlı sözlü meşhur gezgin, Evliya Çelebi Antebe iki defa uğramıştır. Seyahatnamesinde kendisine mahsus olan külfetsiz uslu buyla bu şehre dair uzun boylu bilgi vermekte Balı oğlu İbrahim’i Antep i medih için üzerinde durduğu özellikleri daha büyük coşkunluk ve hayranlıkla anlatmaktadır. Antebin güzelliğini, büyüklüğünü saymakla bitiremeyen Evliya Çelebi birçok övgü dolu sözlerinden sonra fikirlerini bu şehrin methinde kullandığı sözlerle belirtmiştir. Şehrimizin bağ ve bahçelerini meyve ve mahsullerini tasvir eden bazı satırlarını görelim.

5 Aralık 2010 Pazar

KAVAKLIK VE ÇİĞ KÖFTE SEFASI


Gaziantep’imizin şüphesiz ki eşsiz, güzellikle dolu birçok yerleri vardır. Bunlardan size en yakınımızdan bir misal göstereyim. Şehrimizin kuzey batısında bulunan, işte meşhur kavaklığımız. Her köşesinde ayrı bir güzellik,  bulunan bu güzel mesire yeri herkesin hoşuna gidecek bir mevkidedir.  Gaziantepliler yazın kavurucu sıcağında dinlenmek, ılgıt ılgıt esen rüzgârlara göğüslerini germek için oraya koşarlar.