31 Ocak 2010 Pazar

GAZİANTEP TARİHİNE BAKIŞ

GAZİANTEP, eski tarihi tamamen aydınlatılmamış bir şehir olmakla beraber eski medeniyet dünyasının Güneyden Kuzeye Doğudan Batıya geçen yolların birleştiği bir yerde bulunması sebebiyle eski tarihini sinesinde saklayan binlerce höyüğün mevcudiyeti buranın ilk insanlardan beri meskül bir yer olduğunu göstermektedir. Gaziantep Kalesi eski bir eti höyüğü üzerine kulmuş Selçuk eseridir. Gaziantep ve çevresi çok eski çağlardan beri Anadolu’nun cenuba karşı müstahkem bir kalesi, bir müdafaa mevkii olmuştur. Romalılar tarafından Gaziantep’e Antiocheia ad Tourum adı verilmesi burasının antioküsler tarafından tamir edilmiş olduğunu belirtiyor. Gaziantep’in on - oniki kilometre şimalindeki Dülük köyü eski Dolihe şehrinin harabesidir.

17 Ocak 2010 Pazar

ÜZERLİKCİ ARAP AĞA



Üzerlik otu kuzey Anadolu da yaşayanlar için kutsi bir mahiyete haizdir. Bu otu nazar için birkaç şekilde kullanılır.
1-İpliğe dizilerek hem ziynet hem de nazar için odada ayna kenarın da teşhir olunur
2-Evde temizlik yapıldıktan sonra ateşte yakılarak onun dumanıyla doldurulur ki buna temizlik derler.
3-Nazar almış adamı bunun dumanıyla tütsüdürler. Üzerlik dumanı ile tütsülenen adam şifa deva bulduğuna inanır. Gelelim üzerlikçi Arap ağanın öyküsüne.
Gaziantep in en müstesna tiplerinden biri Üzerlikçi Arap ağadır. Bu zat gayet kanaatkâr, doğru sözlü apt elasına saf bir adamdır. Geçimini üzerlik satmakla temin eder on kuruşluk üzerlik sattığı zaman ekmeği çıkardım diye istirahata çekilirdi. Üzerlikçi Arap ağa Gaziantep de her misafirin gözüne çarpacak bir simadır. Üzerlik satarken sokaklarda Üzerlik hu Üzerlik hu diye seslenir. Üzerlikçi Arap ağaya ait iki öykü anlatılır.
 1-Seferberlikte Üzerlikçi Arap ağa Sina cephesinde topçu neferi iken top katırını kaçırmış katırı takip ederek İngiliz karargâhına girmiş ve orada katırını yakalamış. İngilizler de katırı ile beraber Üzerlikçi Arap ağayı yakalamışlar Üzerlikçi katırın boynuna sarılıp ağlamış,   zabitlerine katırı teslim etmek lüzumunu söyleyerek geri dönmek istemiş.
---Ben katırdan vazgeçemem kumandanım darılır... demiş.Bu adamın saflığı ve görev anlayışı İngiliz zabitlerinin hoşuna gitmiş.,katırı ile beraber serbest bırakmışlar.       
2—Üzerlikçi Arap ağa yolda yirmi lira bulmuş sahibini araya ara ya bir ay sonra bulmuş ve parayı teslim etmiştir. Para sahibi Üzerlikçiye bir mecidiye hediye vermiş. Lakin Üzerlikçi bu kadar para benim her günkü kazancımdan fazladır. Diye ancak dört kuruşunu almıştır.

TEKE MUSTAFA


Eski Gaziantep in tipik simalarından Teke Mustafa ve Üzerlikçi Arap ağadan bahsedeceğim
Teke Mustafa Gaziantep şehrinin (Yazıcık] semtinden bir hikâyecidir. Yazıcık semti Gaziantep in kenar mahallelerini içine alan bir semttir. Burada [Yazıcık kahvesi] denen bir eski kahve var. Bundan yüz yıl evvel yaşamış olan bu Antep in bu ünlü öykücüsü Teke Mustafa, her sene kış geceleri bu kahvede [Köroğlu] hikâyesi söylerdi. Antep in her semtinden hikâye meraklıları, kışta, kıyamette bu kahveye akın ederlerdi. Kahve iğne atsan yere düşmez tıklım tıklım dolardı.

16 Ocak 2010 Cumartesi

BALTA HARBİ



Sene 1311 yılı (1895)seneleri Antep; nüfusu 80 bin civarında bir şehirdi. Bunun 35 bini Ermeni,3 bin kadarı Yahudi, geriye kalan 43 bin kişi de Müslüman nüfustu. Alışveriş, ticaret, sanatkârlık Ermenilerin elindeydi. Balta harbi üzerine arşivimde ki 100 e yakın Antep kitabından Balta harbi ile ilgili yazılar aradım. Nihayet Gaziantep’in büyük şairi
Hasip Dürrü’nün kitabında rastladım. Bu şairin şiirinden bir kısmını sizlerle paylaşacağım. Antep’te yaşayan Ermeniler Ermeniceyi bilmezdi, Türkçe konuşurlardı.

10 Ocak 2010 Pazar

ANTEP ERMENİLERİ



Bu haftaki yazımda sizlere Gaziantep’ teki yaşayan Ermenilerin nüfusu,dil ve görenekleri ve yaşantılarını yazacağım.bundan 100 veya 110 yıl önce Antep 83 bin nüfuslu bir şehirdi.Bu nüfusun 35 bin kadarı ermeni idi geri kalanı Türktü yalnız Orul köyünde biraz birde yanında küçük bir köy olan Gavur köyü halkı ermeni idi.Antepli Ermeniler dil,görenek ve yaşantı bakımından Türktü ler.Onları Müslüman Türklerden ayıran tek neden Hıristiyan olmalarıydı.Türkçe konuşurlar,Ermenice bilmezlerdi.Konuşurken Türkü Ermeniyi ayırmak olanaksızdı.Yalnız Türkler konuşurken ağam Ermeniler gülüm diye hitap ederlerdi.Yani güzel Türkçe konuşurlardı.Amerikan hastanesinde çalışan hemşirelere ingilizce mis yerine kız hanım derlerdi.Evlerinde kiliselerinde Türkçe konuşur Türkçe dua eder ayinlerini vaazlarını Türkçe yaparlardı.Sosyal yaşantıları da Türklere eşti. Oturdukları evler, giysileri, yiyecekleri Türklerinkinden farksızdı.

6 Ocak 2010 Çarşamba

GÜNEŞ GEDİY MENEŞ GEDİYY



Bu deyiş Gaziantep atasözlerindendir. Bu Antep atasözünün neden söylendiğini sizlerle paylaşmak istiyorum.
                 Sene 1900–1915 yılları arası Antep’te Türklerle Ermenilerin birlikte dostça yaşadığı yıllar. Bu dostluk meşhur Antep’te yaşanan balta harbi yıllarına kadar sürer. Ermeniler 1915 yılına kadar bugünkü amerikan hastanesi binasına koleje ermeni bayrağı çekerek bağımsızlık ilan ettiler. Buna karşı Antepliler baltayla, kürekle müdahalede bulundular. Araştırmalarım bittiğinde bu konuyu daha sonraki yazılarımda bahsedeceğim.